21 Ağustos 2015 Cuma

Italo Calvino - Ağaca Tüneyen Baron (Atalarımız, #2)

"Başkalarından daha çok fikrim varsa, başkalarına fikir veririm, eğer kabul ederlerse tabii; ben yönetmekten bunu anlarım."

Eğlenceli bir Italo Calvino kitabı daha. Seri olarak düşünülse de karakterler arasında bir bağlantı olmayan Atalarımız üçlemesinin ikinci kitabı Ağaca Tüneyen Baron. Çeviri çok güzel yalnız, tüneme kelimesi çok çok güzel seçilmiş.

Ağaca mı tüneyen (Leyla ile Mecnun grameri) baron? Allah Allah, koca yeryüzü yetmemiş mi? Yettiremedi işte Cosimo. Bir çocuğun duygularıyla oynarsanız bir ağaca çıkar o çocuk. Çıkabilir ve bir daha karaya ayak basmayacağım diyebilir. Der ve de basmaz! İşte bu çok iddialı. Ama Cosimo dediğimiz sözünün eri bir inatçı. Basmadı. Helal olsun!

İkiye Bölünen Vikont daha fantastik bir konuya sahipti ama belli kabulleri yapıp okuduğunuzda çok sağlam bir zemine yerleştirilmişti. Ağaca Tüneyen Baron'da ise aslında hiç de fantastik olmayan bir konu var. Ağaçta yaşayan bir insan altı üstü. Ancak bunun yazı kışı, yemesi içmesi, temizlenmesi vs. diye düşününce insan 'eeeh eytere beeaaa' diyebiliyor. Italo Calvino'nun derinliği de burada gösteriyor kendini. Her şeyi o kadar güzel ve mantıklı bir şekilde planlıyor ve anlatıyor ki 'e, yani, ne var canım, bu gayet de yapılabilir, evet' diye diye adamı altmış küsür sene ağaçların üzerinde gezdirebiliyor.

Calvino'ya tek bozulduğum konu Viola'yı Cosimo'ya yar etmemesi. Her şeye bir bahanen vardı da onu mu beceremedin sayın Calvino? Bir daha mutlu olamadı Cosimo o tarihten sonra. Sana edecek daha çok lafım var ama şöyle bir kendime bakıyorum adam mıyım diye ve devam etme gereği duymuyorum. Suskunluğum asaldasgdahsdghas...

Serinin son kitabı Varolmayan Şövalye olacak. Yani olmayacak iş, bakalım ona ne kulp uyduracak Calvino. Merakla bekliyorum ama araya bir iki kitap serpiştirmekte fayda var. O halde gidip sıradaki kitabıma biraz ilgi ve şefkat göstereyim. Sizler de kalın sağlıcakla efendim.
  • Mahzende, meşalelerin ışığında hepsi salyangoz avlamaya koyuldu, aslında kimsenin buna niyeti yoktu, ama madem uyanmışlardı, boşu boşuna yataklarından kaldırılmış olmayı kendilerine yediremiyorlardı.
  • İçten gelen bir inada bağlı başarıların sessizlik içinde ve karanlıkta kalması gerekir; bunlar açıklanacak olursa ya da bunlarla böbürlenmeye kalkışılırsa yavanlaşır, anlamsız hale gelir, bayağılaşır.
  • İlk kez zafer kazananın umutsuzluğuyla, kazanmanın da bir eziyet olduğunu anlamış, artık seçtiği yolda devam etmekle yükümlü olduğunu, başaramadığında bir kaçış yolu olmayacağını bilerek dalı, kılıcını, kedi ölüsünü sıkı sıkı kucaklamış, aklı başından gitmiş halde acıyla ve zaferle haykırıyordu.
  • Diyeceğim o ki, yazgısını diğer insanlarınkinden ayıranların başına neler geldiğini ona hep hatırlatan bir ders olarak, şövalye avukatın şaşkın görünüşünü hep yanı başında gezdirdi ve ona asla benzememeyi başardı.
  • Elemlerin ardından er geç mutlu olaylar gelir; hayatın kanunudur bu.
  • Cosimo her gün dişbudak ağacının tepesinde, uzun zamandır içini yakan uzaklık, yeri doldurulmazlık ve sonsuza kadar sürebilecek bekleyişe dair bir şeyler söyleyecekmiş gibi önünde uzanan çayırlığa bakıp duruyordu.
  • Kusura bakmayın, ama sizi bir yanılgıdan kurtarmak zorundayım yurttaş. Cumhuriyet Ordusu'nda pire bulunmaz. Kuşatma ve hayat pahalılığı yüzünden hepsi açlıktan öldü.
  • Gençlik, yeryüzünde çarçabuk gelip geçiyor; yaprakların, meyvelerin dökülmeye mahkûm olduğu ağaçların üstünde durumun nasıl olacağını varın siz düşünün.
  • Bilirsiniz bayım, ülküleri ne olursa olsun ordular her zaman zarar verir.
  • Hepsi iyiydi, güzeldi fakat, o döneme ilişkin benim izlenimim ağabeyimin bunları yalnızca delirdiğinden değil, biraz da ahmaklaştığından yaptığıydı, işte bu işin dayanılmaz ve acı kısmıydı, çünkü sonuçta iyi ya da kötü, delilik doğanın dayattığı bir şeydir, oysa avanaklık doğanın güçsüzlüğüdür, karşılığı yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder